DİREKT  ORGANİK VE DOĞAL ÜRÜNLER MARKETİ

Rasayana Deniz Tuzu İnce- İyotsuz 250 Gr

Rasayana Deniz Tuzu İnce- İyotsuz 250 Gr


Rasayana Deniz Tuzu İnce- İyotsuz 250 Gr
  • Ürün Kodu08697831976363
  • Stok DurumuStokta var
49,50 TL
  Sepete Ekle Favorilerime Ekle Karşılaştır
  • Sofralık Deniz Tuzu (Doğal, İyotsuz 250 Gr.) - RASAYANA

    Doğal Rafine edilmemiş deniz tuzu;

    Mutfaklarda bulundurduğumuz tuz rafine tuz sağlığımıza çok zararlıdır. Doğal tuz yani kaya tuzu veya deniz tuzu çok yararlı bir şifa kaynağıdır. Dogal tuz içinde NaCl ile birlikte 84 element bulunur. Sofra tuzu ise, sanayide kullanılan tuzdan artanı bazı işlemlerden geçirip, NaCL’rü alıyorlar ve içinde bir dolu katkı maddesi ile önümüze koyuyorlar. Su ve tuz hayatımızın en önemli maddeleridir. Doğal tuzda fizik bedenimizde de bulunması gereken tüm elementler mevcut. Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çoğunu gerekli oranlarda içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine yardımcı olurken, rafine tuz sıvıların geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Rafine edilmemiş ve işlem görmemiş doğal deniz tuzu sağlık için önemlidir. Doğal deniz tuzu daha iyi bir tada sahip olduğu gibi vücuda gerekli mineral ve iz minerallerini de sağlayabilmektedir. Fakat diger rafine gidalardan dolayi zaten 12 gr. A kadar günde tuz almis oluyoruz. Tuzun bedendeki fonksiyonu, bedenimizin fiziksel anlamda bir arada tutulabilmesi , osmoz isleminin çalismasini saglamasidir. Aksi taktirde 100 litre su bile içseniz, bedeninizde tuz olmayinca yine de susuzluktan ölürsünüz, çünkü tuzun sayesinde aldiginiz su hücrelerinize baglanabiliyor, hücreleriniz elektrigine kavusuyor ve üşündüklerinizi uygulamaya imkan buluyorsunuz. Bedeninizdeki tuz oranı da sizin düşünme kapasiteniz ve şuur derecenizle eşdeğerdir. Rafine edilmiş tuz vücudumuzda birikir. Bu tuzun bir kısmı damar duvarları, arterler, beyin, idrar yolları, cinsel organlar, bez sistemleri veya kemiklerin eklemlerinde birikerek problemlere yol açabilmektedir. Sonuçta bu bölgelerin kırılgan olmasına ve hayati vücut fonksiyonlarının zayıflamasına neden olabilmektedir. Modern tıbba göre sofralık rafine tuz (NaCl) alkol ve sigara gibi diyetten uzaklaştırılması gereken bir madde olarak görülür ve yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Yüksek tansiyon ve kalp hastaları için düşük tuz diyeti rafine tuzlar için geçerlidir. Doğal deniz tuzu birçok mineral içeren sodyum klorürün birikimini engelleyen ve kan basıncını düşüren bir maddedir. Deniz tuzu fazla sodyumu uzaklaştırmaktadır. Tuz diyeti/azlığı aynı zamanda insanlarda hücre dejenerasyonu ve yaşlanmasını hızlandırmakta ve biyokimyasal açlığa neden olmaktadır. Tuz azlığı böbrek zayıflığı, karaciğer stresi ve adrenal tükenmesine yol açabilmektedir. Ayrıca kalp kasları kapakçıklarının yorulması olabilmektedir. İyi doğal deniz tuzunun iyileştirme gücünün C ve E vitaminleri ve diğer besinlere eşit olduğu savunulmaktadır. Tuz olarak tanımladığımız NaCl’nin bedenimiz üzerinde yüksek agresiviteli bir etkisi vardır. Deri ve genelde böbrekler, bu NaCl’yi tekrar ayrıştırmamızı sağlarlar. Ancak yaşımız ve bünyemize göre sadece belirli bir miktarını ayrıştırabiliriz, günde yaklaşık 5-7 gramını, daha fazlasını değil. İlginç olanıysa, bizim günde sadece endüstriyel gıdalardan, yani konservelenmiş gıdalar olan hazır gıdalardan 12-20 gram NaCl aldığımızdır ki, henüz bunun içinde kendimizin kattığı tuz yoktur. Bu şekilde bedenimize ayrıştırabileceğimizden çok daha fazla NaCl almış oluruz. Bedende ayrıştırılamayan kalan NaCl’den bedenimiz kendisini bir şekilde korumalıdır, yani bu agresiviteden. Bedeniniz, ayrıştırılmamış olan tuzu bir şekilde nötralize etmek zorundadır ve bunu “değerli” hücre suyunuzla yapmaktadır. Hücrenizin canlılığını sağlayan şey, bedeninizdeki NaCl’yi izole etmek için, nötralize etmek için şimdi kurban edilmek zorundadır ve her defasında 23 katı miktarla. Ayrıştırılamayan her gram NaCl yüksek değerli, yüksek yapılı hücre suyunuzun 23 katına başlanmak zorundadır ve bununla birlikte hücreleriniz ölürler, bu şekilde bedeniniz kurur. Ve sonrasında aynı ilkbaharda bodrumunuzdan çıkardığınız elmaya benzersiniz, kırışıktır ama hala elmadır, işte bu da bizim yaşlanma sürecimizdir. Örn.sofra tuzunun iyi serpilebilmesi için alüminyumhidroksit ilave ediliyor. Ve bu tuzu çocukluğunuzdan itibaren yiyorsanız, Alzheimer hastalığına yakalanmama şansınız da çok düşüyor. Ve siz tekrar gerçek doğal tuz almaya başladığınızda, bedeninize ihtiyacı olanı, eksik olanı sağlayarak kendinizi şifalandırırsınız. İyi tuz yüzde 100 el ile hasad edilmiş, beyazlatılmamış, kekleşme reaktifleri ilave edilmemiş, yıkanmamış, düşük sodyum klorür seviyeli, katkı maddesiz, 84 mineral içeren, rafine edilmemiş doğal deniz tuzudur. Normal Rafine Tuz ve Tehlikeleri Piyasadaki alışılagelmiş rafine tuz sadece Sodyum ve Klorür ihtiva eder. Bunun dışında Sodyum flüorit, Magnezyum karbonat, Kalsiyum karbonat ve deklare edilmesi gerekli görülmeyen büyük bir miktar E-numaraları* gibi maddelerle “zenginleştirilmiştir”. Serpilme ve akıcılık yeteneğini geliştirmek için Alüminyumsilikat ilave edilmiştir. Alüminyum beyinde tortu bırakan hafif metal olup, bu özelliği Amerika Birleşik Devletleri’ nde ortaya çıkan yüksek orandaki Alzheimer hastalığının nedeni olarak görülmesini sağlamaktadır. Bilimsel araştırmaların da teyit etmesi üzerine piyasada sunulan rafine tuzların hemen hemen hepsi, bu konudaki araştırmalarında teyit etmesiyle birlikte alerjik reaksiyona sebebiyet verdiği bilinmesine rağmen iyotlaştırılmaktadır. Ayrıca vücudumuz hiçbir şekilde suni iyot ve flüor karışımlarının çözecek durumda değildir.Rafine tuz agresif bir hücre zehiri olup, vücuttan ilk fırsatta atılmak istenmektedir. Bundan dolayı boşaltım organlarının yoğunluğu artmakta ve vücut arta kalan rafine tuzu izole etmeye ve böylece zararsız hale getirmeye çalışmaktadır. Bunun için gerekli olan su hücrelerden emilerek alınmakta ve canlılıklarını yitiren hücreler ölmektedir. Bunun sonucu olarak ödem ve sellülit olarak bilinen su dokusu oluşmaktadır. Vücut boşaltamadığı her bir gram Sodyum Klorür için 23 kat hücre suyuna ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca kemik ve eklem bölgesinde depolama yapılmaktadır. Bunun sonucu nıkris ( gut ), artroz, artrit ( mafsal iltihabı ) vb. romatizmal rahatsızlıklardır. Ayrıca safra ve böbrek taşı oluşumu da söz konusu olabilir.Bunun nedeni vücudumuzun 82 eksik elemente/minerale olan isteğidir. Bu 82 elementin çoğu iz elementleri olup, vücudumuz tarafından çok az miktar gerekir, ancak eksikliği bugün birçok hastalıklara yol açabilmektedir. İnsanlar mineral ihtiyaçlarını iki kaynaktan temin edebilirler: bitkiler ve tuz.Kanımızın ve tuzlu sıvıların kimyasal ve mineral bileşimleri ile deniz suyu arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Annesinin karnındaki embriyo tuzlu su ile dolu bir kese içinde bulunur. Deniz suyu 84 mineral elementi içerir ve bu elementler insan vücudunda bulunur. Modern bilime göre bu elementlerin 24’ü yaşam için zorunlu olmasına rağmen 84 elementin uygun dengesi iyi sağlıklı vücut için gereklidir. İyon kaybı dengesizliklere, hücre üretme ve büyümede bozulmalara sebep olur. Hücre kayıpları sinir bozuklukları, beyin kusurları, kas hasarları ve hastalıklara neden olur. Bu yüzden kandaki tuz ve iyonların uygun mineral dengesi sağlık için hayati öneme haizdir. Bu kompozisyon çok kesin sınırlar arasında olmak zorundadır. Bir çok hastalıklar ve kötü sağlık şartları mineral eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu minerallerin çoğu deniz tuzunda bulunmaktadır. Bugün kullanılan tuzların çoğu büyük endüstriyel firmalarca üretilmektedir. Üretilen tuzun %93’ü sanayi proseslerinde ve %7’si besin olarak kullanılmaktadır. Tuz ya geniş yer altı yataklarından ya da deniz/göl sularından rafine edilerek elde edilmektedir. Tuz içindeki safsızlıkları uzaklaştırmak ve mineralleri çıkararak tuzu daha çekici ve homojen yapmak için rafine edilir. Rafinasyon ile tuzun görünümü güzel ve akışı kolay olur, ancak içerdiği 84 minerallin 82’si uzaklaştırılmış olur.Deniz tuzu mineraller açısından çok zengin 84 minerali çok dengeli bir oranda ihtiva eder. Çünkü bu tuzun kaynağı olan deniz suyu, kanımıza benzer oranda minerallerden oluşmuştur. Bir tutam deniz tuzu birçok minerali almamızı sağlar. Turşulara katılan ve yaprakları salamura etmek için kullanılan tuz, deniz tuzudur. Sofra tuzu ile yapılan turşular çok çabuk bozulur ve erir. Deniz tuzu, akıcı olması veya rutubet çekmemesi için kimyasallarla işlenmiş olmadığından, tuzluktan akmaz. Sofraya getirmek isterseniz herkesin bir tutam alabileceği tabaklara koyabilirsiniz. Küvetinizi suyla doldurup içine yarımşar kilo deniz tuzu ve karbonat ilave edin. 20 dakika bu suyun içinde durduktan sonra serin suyla durulanın. .Deniz tuzu kadar, kaya tuzu da sağlık açısından değerli ve önemlidir. Rafine tuzun içerdiği maddeler: • Magnezyum fosfat - E343 • Kalsiyum fosfat - E341 • Kaliyum fosfat - E340 • Difosfat - E450 • Trifioat - E451 • Polifosfat - E452 • Fosforik asit - E338 • Sodyum fosfat - E339 • Aliminyum silikat

  • Taksit
    Taksit Tutarı
    Toplam Tutar
    1
    49,50 TL
    49,50 TL

    Garanti Kredi Kartları 3D

  •  Bu ürünle ilgili yorum yapabilirsiniz